Euroleague Top 16 1.Hafta (27-28 Ocak 2010)

27 Ocak 2010 Çarşamba


Euroleague heyecanı Top 16 ile devam ediyor. Temsilcimiz Efes Pilsen bu akşam saat 21:45'de Real Madrid ile karşılaşıyor. Maçı naklen Sky Türk ekranlarından izleyebilirsiniz. İlk haftanın tam programı ise şöyle:

27 Ocak Çarşamba

19:15 CSKA Moskova - Unicaja Malaga (Spormax)
21:00 Panathinaikos - Partizan
21:45 Real Madrid - Efes Pilsen (Sky Türk)

28 Ocak Perşembe

19:00 BC Khimki - Cibona Zagreb (Spormax)
21:00 Asseco Prokom - Zalgiris
21:30 Montepaschi Siena - Maccabi Electra (Spormax)
21:45 Regal Barcelona - Maroussi BC
21:45 Caja Laboral - Olympiakos

Read more...

The Others

26 Ocak 2010 Salı






Önce dedikodular çıktı yerli oyuncular ile yabancı oyuncuların ayrı takıldıkları, birbirlerinden hoşlanmadıkları hakkında. Sonra ise sosyal paylaşım sitelerindeki dialoglar geldi... "Acaba mı ?" derken Fehmi Özgüler imzalı bu fotoğraflar olaya son noktayı koydu.


Yerli oyuncular çok keyifli, gülerek poz vermişler hepsi.Son fotoğrafta birbirlerine sıkı sıkı sarılmışlar, aramıza kimseyi almayız dercesine.

Nachbar'a dokunsan ağlayacak sanki. İlk fotoğraf karesine alınmamış bile...

Kasun ve Santiago acaba yollanır mıyım diye düşüyor heralde, belli kafalar başka yerde. Rakocevic ise gayet ciddi.

Yeni transfer Popovic olan bitenlere anlam veremiyor, nereye geldim ben der gibi.


Küçüktüm Koraç Kupası'nı aldığımızda... Finar Four'larla büyüdüm ama. Üst üste şampiyonluklarla... Daha önemlisi birlik ve beraberlik içinde olmanın asil duruşunu örnek alarak büyüdüm. Birlikte olmanın heyecan ve çoşkusunu ve başarıya olan katkısını...

Şimdi bu fotoğraflardan yola çıkıp benim komplo teorileri ürettiğimi söylemekte serbestsiniz...

Not: Fotoğrafların üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.

Read more...

Euroleague Fantasy Challenge'de Top 16 Heyecanı


Euroleague Fantasy Challende heyecanı kaldığı yerden Top 16'da devam ediyor.  Normal sezonun ardından Top 16'da başlamadan önce takımlarınızda istediğiniz kadar oyuncu değişikliğine gidebiliyorsunuz. Oyunun kuralları burada.


Normal sezonun birincisi belirlendi ancak büyük ödül normal sezon ve Top 16'daki toplam başarıya göre verilecek. Diğer katogarilerde de böyle bu işleyiş. Onun dışında bir de Top 16 birincisine ödül verilecek. Ödüller orjinal Euroleague basketbol topu ile başlıyor Paris 2010 biletine kadar gidiyor. Ödüller ise burada.

Oynamak oldukça kolay ve zevkli hatta Türkçe içerik bile var. Türkiye'den katılımın diğer ülkelere göre çok az. Merak edip başlarsanız her hafta güzel bir heyecan yaşayacağınızı düşünüyorum. Tıklayın!

Read more...

Barcelona'yı da öperler!

25 Ocak 2010 Pazartesi


Sevdiğim takımlardan biri değildir Barcelona. Hatta siz yabancı değilsiniz, açık konuşayım nefret ederim.

Bilmiyorum İspanya'da son dakika haberleri olarak verildi mi ama bu sezon önüne geleni deviren Barça dün Valencia deplasmanında 60-59 skorla rakibine boyun eğdi. Gazı kaçmasın diye detayları vermiyorum maçın son saniyeleri videoda var...

Unutmadan da Barcelona'yı öpen Rafa Martínez'i de tebrik edelim.



Link

Read more...

Top 16 & Efes Pilsen

23 Ocak 2010 Cumartesi



Maçtan önce söylemiştim Efes Pilsen'in güzel bir İspanyol öpücüğüne maruz kalacağını ve nitekim de öyle oldu. Unicaja Malaga'nın galibiyetiyle son anda Top 16 biletini cebimize koymuş olduk. Sonrasında da olaylar güzel gelişti ve bence gayet dengeli bir gruba düştü. Tabii ki bu noktadan sonra hiç bir maç kolay olmayacak...Gruplar şöyle oluştu:

Grup E : Barcelona - Panathinaikos - Partizan - Maroussi

Grup F : Real Madrid - Siena - Maccabi Tel Aviv - Efes Pilsen

Grup G : CSKA Moskova - Unicaja - Zalgiris - Prokom

Grup H : Olympiakos - Caja Laboral - Khimki - Cibona

Top 16, NBA Play-off'ları gibi olayın artık ciddileştiği yerdir. Savunma dirençleri artar, mücadele ve heyecan bir üst seviyeye taşınır. Yaptığınız ufacık bir hata belki de sizi bir sonraki turdan eder. Bu bağlamda daha kontrollü oynamak ve sürekli olaya hakim olmak gerekir.

Efes Pilsen açısından Top 16'yı değerlendirecek olursak...

Gerçekten çok güzel bir grupta olduğumuzu düşünüyorum ben. Ne çok güçlü ne de çok güçsüz bir gruptayız... Real Madrid, Messina faktörü ile belki bir adım önde gibi gözü de, dört takımın da aşağı yukarı şanslarının eşit olduğu kanısındayım. Önceki turda başarısız olduğuna dair eleştiriler getirilen takımımız için güzel bir fırsat. Bembeyaz bir sayfa açılıyor ve bu sayfaya neler yazacağımız çok daha önemli...

Koç Ergin Ataman, geçtiğimiz turda takımın eksiklerini gördüklerini ve bunları düzelteceklerini söylemişti. Aynı zamanda da takıma 1 ve 4 numarada takviyeler geleceğinin belirtmişti. Ardından Bojan Popovic transferi geldi.(Bu konuda detaylı bir yazı hazırlayacağım.) Popovic transferini açıkçası başarılı bulduğumu söylemek istiyorum. Şu sıralarda ise 4 numara için çok farklı isimlerin adı geçiyor. Herkes gibi ben de heyecanla bekliyorum bu ismi...

Ergin hocanın da dediği gibi hataları ve eksikleri görüp bunlardan ders alıp bunları gidermek gerekiyor. Özetlemek gerekirse bir önceki turda şu eksiklikleri ve hataları görmüştüm:
  • Savunma zaafı ve geriye dönüşlerde zorlanılması,
  • Pota altında yeteri sertliği sağlayamamak ve ribaund konusunda deyim yerindeyse rakiplere karşı ezilmek,
  • Guardlardan yeteri kadar verim alınamaması buna bağlı olarak da temponun yavaşlığı ve şutörlerin devreye sokulamaması,
  • Takımda mutsuz bir havanın olması ve bunun dışarıya yansıması.
Savunma probleminin sene başına göre biraz daha minimize edildiğini düşünüyorum ancak biraz daha dinamik, canlı bir düzenle savunmamızı daha da sertleştirebiliriz. Rakibi analiz anlamında bir üstat olduğuna inandığım Emir Alkaş'ın bu bağlamda büyük katkılarının olacağına inanıyorum. Özellikle Popovic'in de gelmesiyle guard sayımızın üçe çıkması ve Popovic'in iyi bir savunmacı olmasıyla guard savunmasını bir üst seviyeye çıkartacağımızı umuyorum. Özellikle Maccabi gibi tempolu oynayan bir takıma karşı bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Wisniewski'nin hızını keserek kolay fast-break sayıları bulmalarını önlemeliyiz. Bunun içinde ara ara tam saha pres düşünülebilir, 3 guardımızın olması bu konuda büyük avantaj.

Savunmaya dönerken geç kalmamızdan ötürü çokça fast-break sayıları yediğimizi söylemek yanlış olmaz. Euroleague'in en yaşlı takımlarından biri olduğumuzu(Real Madrid ile beraber) belirtmek istiyorum, ağır kalıyoruz... Bu sorunu gidermek için de sürekli aynı oyuncuları sahada tutarak değil tam aksine rotasyonu aktif olarak kullanmamız gerektiği kanısındayım. Kenardan gelen oyuncularımızın takıma enerji getirmesi gerekiyor.

Pota altında zaten sorun yaşadığımız aşikar. Ribaund konusunda BBL'de bile rakip takımların gerisinde kalıyoruz, Euroleague de ise gerçekten eziliyoruz. Caydırıcı, sert bir pota altına sahip değiliz. Acilen bu sorunu atletik, ribaund alabilen, savunması iyi bir uzunla gidermeliyiz.

Guard konusunda zaten takviye geldi. İki guard ile bu zorlu süreçte başarılı olmamız zaten mümkün değildi. Sakatlıklarda ise zaten çok büyük sorunlar yaşadık. Popovic benim beğendiğim guardlardan birisi. Euroleague konusunda tecrübeli ve Efes'e karşı da iki maçta forma giydi nispeten diğer alternatiflere göre daha fazla takımı tanıyordu, bu büyük bir avantaj olur umarım. Ayrıca özellikle Kerem Tunçeri'nin hücuma topu geç getirmesi takımı hücum anlamında sıkıntıya sokuyordu. Guardlarımız kontrollü oynayıp, tempoyu ayarlayabilirse hücumda daha rahat edeceğimizi düşünüyorum. Pas trafiğinin hızlandırılmasıyla Rakocevic, Shumpert ve Nachbar(umuyorum takımdan ayrılmaz) gibi şutör oyuncularımız daha kolay devreye sokulabilir.

Önceki turda yaşanan mutsuzlukların Top 16'da yaşanmamasını umuyorum. Galibiyetlerle de takım içindeki havanın daha pozitif bir hal alacağı inancındayım. Bunun için belki mental açıdan profesyonel bir yardım alınabilir...

Şunu da belirtmeliyim ki; yenilsek bile minimum bir fark yemeliyiz.Çünkü bu grupta ikili, üçlü ve hatta dörtlü averajlara bile kalabilir olay...

Son olarak da, taraftar ve Türk basketbol severler olarak bize düşen görevin altını çizmek istiyorum. Efes Pilsen seyirci anlamında sıkıntı çekmemişti gerçi ama bunu bu turda da devam ettirmemiz gerekiyor. Ben bu konuda üzerime düşen görevi yapacağım, İstanbul dışında olmama rağmen kendi sahamızda oynayacağımız üç maça da geleceğim bir aksilik olmazsa. Hatta grupta işler yolunda giderse son Siena deplasmanı hayali de gerçeğe dönüşebilir...  :)

Sizden de Abdi İpekçi Spor Salonu'nu yine tıklım tıklım doldurarak, Efes Pilsen'e müthiş destek olmanızı bekliyorum... Bu desteklerimizin başarıya dönüşmesi dileğiyle...

Read more...

Eğlenceli bir takım: Erdemirspor


Geçen hafta tatilimi yapmak için ailemin yanına Kdz.Ereğli'ye gitmiştim. Erdemirspor - Kepez Bld. maçı da bu tatilin bonusu oldu. Uzunca bir süredir bu salonda maç izlememiştim. Fırsat bu fırsat diyip erkenden de gittim salona. Maç öncesi ısınmaları da izlemek huyumdur zaten, oldukça keyifli olur bazen de bir o kadar stresli...

Salonu dolduran Kdz.Ereğli seyircisine de teşekkür etmek gerek. Normal bir lig maçı olmasına rağmen boş yer yoktu Erdemir Spor Salonu'nda... Seyirci bu olayın tuzu biberi. Onlar oldukça basketbolun kalitesi artıyor, kalite arttıkça seyirci daha da zevk alıyor...

Basketbolu bilmiyor olabilirsiniz efendim, hiç önemli değil ama bir kere şu güzelim salonlara gidiverin. Elbet o salonlarda "Ribaund ne? Steps ne?" diye sorduğunuzda size bunları açıklayabilecek birilerini bulacaksınız. Gerçekten pişman olmayacaksınız, ben garanti ediyorum...

Erdemir'de çok güzel bir hava var bu sene. Ahmet Çakı'nın olayın içinde olduğu nasıl da belli... Takım, teknik ekip, yönetim ve taraftar gayet güzel bir şekilde birlik olmuşlar, basketbolu yaşıyorlar bu güzelim şehirde... Takım da iddialı bu sene, aman nazarım değmesin diyorum. :)

Fotoğraf Erdemir - Kepez Bld. maçından. Maç öncesi takım ısınırken sıkça görebileceğiniz sahneler bunlar Erdemir cephesinde...

Leon Williams maçtan önce masör arkadaşımızın yardımıyla bacaklarını esnetiyor...

Ahmet Çakı'nın yardımcılığını yapan Yakup Sekizkök hocamız ise istatistiklerle oldukça haşır neşir. Belli ki bir ayrıntı yakalamaya çalışıyor...

Nathan Funk ise önce bu resimde de görüldüğü üzere kollarını esnetiyor, sonra da orta sahadan tek eliyle isabetli şutlar atıyor... :)

Seviyorum bu kulübü, neşemiz ve başarılarımız eksik olmasın...

Not: Unutmadan notumu düşeyim... Maçta herkesde Erdemir forması vardı, gerçekten güzel görüntülerdi. Nasıl elde edilir bilmiyorum ama ben de bir tane istiyorum... :)



Read more...

Balloon Arenas


Evet, kabul ediyorum biraz geç oldu ancak yine de 1-2 şey söylemem gerekirdi bu konu hakkında. Sözü fazla uzatmayacağım: Arenas haberleri balondu efendim.


Forumda döndürdüğümüz geyik bir anda büyüyüverdi sonra ise neden olmasın diye uçurduk bu haberi… Tabi çok da fazla ayrıntılı bir şekilde hazırlanılmış olay değildi… Eğer öyle olsaydı çok iddialıyım Efes Pilsen armasını öptürüp fotoğrafını bile çektirirdik Arenas’ın, sitenin girişine de koyardık.


Ama bizim Türk medyası mezgit misali boş kancaya bile takıldı. Aslında vermek istediğimiz birkaç tane sosyal içerikli mesaj vardı ve bu da onlardan biriydi. Türkiye’de haberler çokça araştırılmadan yapılıyor. X takımı ile Y oyuncusunun adı bir cümlede geçmesin, Y oyuncusu X takımına transfer oluyor!


Bir de bu internet nasıl bir şeydir. Onun da mesajını da mesajını vermek istedik… Çok sevdiğim bir ağabeyimin bir örneği var bu konuda. Evet şimdi mikrofonlarımızı Ahmet Karadağ’a uzatıyoruz:


Bu internet acaip birsey. Ortaya atilan bir iddia bir yazi cig gibi büyüyüp dagilabiliyor.Birkac yil önce Almanya'da bir olay büyük yanki uyandirmisti.


Nürnberg Is ve Isci Bulma Dairseinde calisan iki hanim kendi aralarinda günboyu maillesmisler. Hep "reply" bölümü tuslayarak (yani eski mesajlarin e-mailin icinde kalmasini saglayarak) upuzun bir mail olusmus. Icerik birazcik müstehcen...Yani özel hayatlarini (özellikle erkek arkadaslari ile yasadiklari maceralarin bazi ince detaylarini) biraz tartismislar...

En sonunda ablanin birisi "reply" buttonuna basacagina "reply all" butonuna basarak maili bütün mesai arkadaslarina göndermis Bundan sonra bu mail birkac gün icinde Hawai ve Madakaskar'da yasayan Alman'lar tarafindan bile hafif bir tebessümle okunmaya baslanmis... Bu mail artik ilelebet sanal dünyada kalacaktir ve bir daha silinemeyecektir... Böyle birseydir internet. Yani Burhan, Fahir ve ben aslinda geyik olsun diye yapmadik bu olayi Internet'i kullanirken biraz daha dikkatli olalim, okuduklarimiza temkinli olarak yaklasalim diyoruz. Yani vatana millete hizmet anlayacaginiz...

Alamanca bilen arkadaslar icin ibretlik mail:

http://www.topfield-europe.com/forum/showthread.php?t=4195

Read more...

Gilbert Arenas Röportajı

17 Ocak 2010 Pazar

Arkadaşımız Nathan Williams, Arenas'a Efes Pilsen'e transferi hakkında çok özel sorular sordu. Kendisine teşekkür ediyoruz. Röportajı orjinal halini sizlere sunuyoruz...


Nathan Williams: Gilbert, you had some troubles in these days and you got a proposal from Turkey in this unexpected time. Is it true?

Gilbert Arenas: Yes. My manager has called me. He said to me "Dude, I have great news for you. I know you are having really bad days. They make you and your family frayed out. Don't you want to start all from the beginning? There is a proposal for you from the other side of the world, from Turkey. Turkey is a really beautiful country man, with a huge Mediterranean coast and its warm-hearted people. " And then, I have said "Why not?". Because I was tired of this stuff. I want to get rid of all of these.



Nathan Williams: What do you know about Efes Pilsen and Turkey?

Gilbert Arenas: First, I know that Efes Pilsen is the former team of Hedo and Memo. Both of them are good friends of mine. Especially I would like to play in the same team with Hedo.
I like European Basketball and I am trying to watch it. Efes Pilsen is playing in Euroleague. They  have reached the Top 16. They are the winner in TBL all the time. Bostjan Nachbar and Mario Kasun have NBA carrier. I played against both of them. They are really qualified players.The other players of the team are also good players. I think ambiance will be quite good. Turkey is a touristic country.Istanbul is a very beautiful city. Especially i want to drink Turkish raki with fish. Hedo suggested to me to eat doner, kebab, baklava and manti.



Nathan Williams: What will you say about the gun problem and the punishment?

Gilbert Arenas: I was just protecting me and my family. It was exaggerated a lot here. Anyway, I heard that in Turkey people are using gun after matches, wedding ceremonies and festivals. I like this independence. I will feel comfortable there.



Nathan Williams: Ok... Have you signed with Efes Pilsen? And which number will you wear as your form?

Gilbert Arenas: We have probably agree with Efes Pilsen. I told about my wishes. and now they fulfill these. Of course I will wear the number 0.



Nathan Williams: Finally, What do you want to tell Turkey and the fan of Efes Pilsen?

Gilbert Arenas: I wonder the fans so much. Last year some events came up in the series of Fenerbahce Ulker. In final Efes pilsen got behind firstly but then became the champion with the 4-2. I saw the events on TV. I want to dunk over the big men of Fenerbahce Ulker and show that I am a real player of Efes Pilsen. We will be champion in Turkey and Europe…


 
Geçen seneki final serisine cevap verdi...

 
Taraftarı ayağa kaldıracak...


 
Yeni forması Arenas'a çok yakışacak... 

Edit: Son fotoğraf Gürkan Menteş'in ürünüdür. Ona da teşekkür ederim.

Read more...

Neyse halim, çıksın falim...

15 Ocak 2010 Cuma



Dün akşamki maçlardan sonra torbalar kesinleşti. Buyrun:

1. Torba: Barcelona, CSKA Moskova, Real Madrid, Olympiakos

2. Torba: Montepaschi Siena, Caja Laboral, Panathinaikos, Unicaja Malaga

3. Torba: Zalgiris Kaunas, Maccabi Electra, Khimki, Partizan

4. Torba: Cibona Zagreb, Efes Pilsen, Maroussi, Prokom.

Bu konuyla ilgili oldukça rivayetler var.Ancak ben olma ihtimalinin en yüksek olduğuna inandığım tabloyu sizlere vereceğim.İşte size üstün bir mühendislik yaklaşımı ile hazırlanmış Top 16 grupları...

Tüm Avrupa'dan önce bizde! :)

Ünlü düşünür Gürçay Ararat der ki:

- aynı ülkeden takımların mümkün olduğunca aynı grupta yer almamaları


- ilk turda aynı grupta yer alan takımların mümkün olduğunca aynı gruba tekrar düşmemeleri


kuralları geçerli ise;

Top16 grupları şimdiden bellidir ve 2. bir alternatif yoktur (sadece grup isimleri değişebilir):



Grup 1: Barelona - Panathinaikos - Maccabi - Efes Pilsen

Grup 2: Olympiakos - Caja Laboral - Khimki - Cibona

Grup 3: CSKA - Unicaja - Zalgiris - Prokom

Grup 4: R.Madrid - M.Siena - Partizan - Maroussi

Not: Bu kurallar uygulanırsa sonuçlar bunlar. Uygulamada farklılıklar olursa gruplar değişebilir. Ayrıca Gürçay Ararat'ı da tebrik ediyorum... :)

Read more...

Efes Pilsen - Gilbert Arenas Flörtü..

14 Ocak 2010 Perşembe


Top 16'da rötüş yapacağız denilmişti ama bu vur diyip öldürmek olur! Ayakkabın gelsin ona bile razıyım Arenas...

Maç başına 75.000 dolarlık bir teklif yapılmış deniliyor.Haber burada. Abdi İpekçi Arena'yı böyle ayağa kaldır gözünü sevdiğim...


Read more...

İspanyol hayat öpücüğü...

13 Ocak 2010 Çarşamba


Malum, bu akşam Efes Pilsen'e kazanmak yetmiyor. Bir yandan da Rytas - Unicaja maçını takip edeceğiz..Hatta Olympiakos - Partizan maçını bile. Çünkü; Partizan bugün kazanırsa -ki hiç uzak bir ihtimal değil bence- Unicaja'nın grup ikinciliği kaybetmesi durumundan elinde kayıp gidiyor... Umarım, bu akşam gruptaki maçların hepsini deplasman takımları kazanır... :)

Takım diğer maçların sonucuna bakmadan galip gelmeli... İspanyol hayat öpücüğü onlara hayat verecek, bunu da bilmeli.. :)


Read more...

İhtimaller denizinde yüzmek...

Efes Pilsen:

Efes'e galip gelmesi yetmeyecek. Unicaja'nın da deplasmanda Rytas'ı yenmesi gerekecek. Unicaja'nın grup liderliği şansı kalmadı evet ama tam tersine işler daha da karıştı. Partizan Olympiakos'u yenerse ve Unicaja da son hafta kaybederse aynı puana geliyorlar.Unicaja Partizan'ı deplasmanda 64-72 yenmişti. Partizan da, Unicaja'yı aynı skorlarla geçmişti deplasmanda. Aralarında oynadıkları maç averajları eşit. Genel averajda Parzitan önde. Partizan galip gelip Unicaja yenildiği zaman Partizan grup 2. , Unicaja ise grup 3. oluyor.


Çok iyi yönetilen Partizan her ne kadar Maric olmasa bile, deplasmanda da olsa devirmeye yakın Olympiakos'u.Hele hele grup 2.liği şansları varsa..Olympiakos da rahat zaten, eleği astı duvara.. Unicaja, Rytas'ı yenmeye yakın bence, peki ya Efes? Bu sezon ilk deplasman galibiyeti gelir mi dersiniz?
 
 
Fenerbahçe Ülker:
 
Burada ihtimaller biraz daha karışık...
 
FBÜ ve Cibona galip gelirse:
Kesinlikle Fbü grup 3.oluyor.Cibona maçının kaç sayı farkla bittiğine göre Cibona ya da Asvel gruptan 4.olarak çıkıyor.

FBÜ ve Asvel galip gelirse:
Kesinlikle Asvel 3. , Fbü ise 4. oluyor.

Zalgiris ve Asvel galip gelirse:
Asvel kesin grup 3.sü oluyor.Fbü 6 farkan daha az bir fark yerse grup 4. oluyor.6'dan fazla bir farkta Zalgiris grup 4. oluyor.Farkın 6 sayı olması durumunda ise genel averaja bakılırsa Zalgiris zaten önde onlar yine grup 4. oluyorlar.

Zalgiris ve Cibona galip gelirse:
İşte en kritik tablo burda ortaya çıkıyor..Dörtlü averaja kalınıyor.Genel averaja bakılır heralde.Genel averajda zaten Fbü'nün şansı kalmıyor.Zalgiris grup 3. bile çıkabilir...


Asvel Basket 3 6 609 676 -67
Fenerbahçe Ülker 3 6 622 723 -101
Cibona 2 7 564 671 -107
Zalgiris 2 7 597 671 -74

Not:Yukarıdaki tablo Galibiyet/Mağlubiyet/Attığı Sayı/Genel Averaj şeklindedir.



Read more...

Pesic, Efes Pilsen'e Doğru (Mu?)

10 Ocak 2010 Pazar

Haber burada çıktı önce ve ardından interbasket'e düştü. Haberde Efes Pilsen'in Ergin Ataman ile yollarını ayıracağı ve yerine tecrübeli koç Svetislav Pesic'i getireceği yazılmış.


Haberde Tuncay Özilhan'in adı geçiyor, Engin Özerhun'un değil. Bu durum biraz ilginç geliyor insana. Çünkü; takımlarda bu düğmeye basmaları çoğunlukla genel menajerler yaparlar, daha doğrusu onların görevidir. Benim anladığım; Tuncay Özilhan sadece Ergin Ataman'ı değil Engin Özerhun'u da pasivize etmiştir. Engin Özerhun "Oyuncu yetiştirmek Efes Pilsen'in görevi değil." diyerek ben dahil bir çok insan için bitmiştir zaten. Tuncay Özilhan ise Türkiye'de en çok saygı duyduğum insanların başında gelir. Bugün Türk Basketbolu'ndan bahsedebiliyorsak bunda en büyük payı olan kişidir. O bir şey düşünmüşse doğrusunu düşünmüştür mutlaka.


Şu an kulüpten bu haberlere ilişkin bir yalanlama gelmedi. Kulüp zaten bir süredir sessizliğini koruyor... Ancak sessiz olmayanlar oyuncular ve koç. Nachbar ve Ataman'ın açıklamalarında sonra bugün de Rakocevic'in açıklamaları geldi. Rakocevic kendisinden verim alamadığını dile getiren Ataman'a suçu atıyor, "Benden daha iyi verim alabilir." diyerek. Bu tarz söylemler Efes Pilsen'deki karışıkları gözler önüne seriyor sanırım. Bunlar Efes Pilsen'in geleneklerine ve kültürüne ters. Anlaşılan Tuncay Özilhan da gidişatı sezinlemiş ve ipleri eline almış.


Doğrusunu söylemek gerekirse ben, bu saatten sonra Ergin Ataman'ın ağzıyla kuş bile tutsa bu takımın başında kalamayacağını düşünüyorum.Kendisi de iki yıl üst üste başarısızlık durumunda asıl suçlunun kendisi olacağını söylemişti ve bu durumda da kararı yönetimin vereceğini belirtmişti.


Görünen o ki yönetim kararını vermiş ve arayışlar içerisine girmiş.Sırpların dediğine göre Svetislav Pesic gündemde. Pesic, Avrupa'nın en tecrübeli koçlarının başında geliyor. Geçen sene en son maddi sorunlarla boğuşan Kızılyıldız'ı çalıştırmıştı. 1 yıl dinlenmek istemiş ve gelen teklifleri de reddetmişti. Bu teklifler arasında Real Madrid'in de teklifinin olduğunu belirteyim. Kabul etmemiş ve dinlenme kararındaki ısrarını devam ettirmiş.


Şimdi ise biraz Svetislav Pesic'in hayatını inceleyelim...


Svetislav Pesic, 28 Ağustos 1949 Novi Sad doğumlu. Alman Milli Takımı'nda uzun süre forma giymiş olan Marko Pesic'in babası. Kendisinin de Alman vatandaşlığı da var.. Avrupa ve Dünya şampiyonluğu kazanmış tek koçtur. Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı Eurobasket 2001'de Avrupa Şampiyonu olan Yugoslavya'nın koçuydu. Bu efsane takım ile 2002'deki Dünya Basketbol Şampiyonası'nda da altın madalyayı aldı.


Kulüp kariyeri olarak Almanya'da Alba Berlin ve Köln takımlarını çalıştırmış. Alba Berlin'de iken Koraç Kupası'nı kazanmıştır. Sonrasında Barcelona'ya geçmiştir. Burada Euroleague, İspanya ligi ve kupada şampiyonluklar yaşamıştır. Ardından Lottomatica Roma, Akasvayı Girona, Dinamo Moscow ve son olarak da ülkesinde Kızılyıldız'ı çalıştırmıştır. 2007 yılında Girona ile Eurocup'da da zirveye ulaşmıştır, bu takımda Bootsy Thornton'un da olduğunu hemen ekliyeyim.


Pesic, altyapıya önem veren bir hocadır. Ayrıca yıldızlarla da iyi anlaşabilen herkesin saygı duyduğu bir insan olmuştur. 2001 ve 2002'deki yıldız kadrolarla başarıya ulaşması da bunların göstergesi.. Bu iki özelliği de tam Efes Pilsen'e yakışan tipten. Halen daha düşünceleri miladını doldurmadıysa ve içinde de basketbol sevgisi kalmış ise tam da Efes'in aradığı hocadır.


Efes Pilsen'e tarihi boyunca 2 yabancı antrenör gelmiştir. Rusmir Halilovic ve David Blatt... Rusmin Halilovic'in döneminde ben daha annemin babamın aklında bile yokmuşumdur heralde.. :) O yüzden pek fazla bir bilgim yok Halilovic zamanı hakkında zaten bir sene durup gitmiş. Ancak David Blatt dönemine şahitliğim vardır ve başarılı olduğunu söyleyebilecek bir insan da tanımıyorum ben. Bu bağlamda Efes Pilsen'e yabancı koçların ters geldiğini söyleyebiliriz ama şu anda takımın başına gelebilecek bir Türk koç yok bence. Aydın Örs dönmüyor, Oktay Mahmuti'nin ise Fenerbahçe Ülker flört haberleri çıkıyor. Her zaman takdir ettiğim, Türk Basketbolu'nun geleceği olduğuna inandığım Ahmet Çakı da şu anda Erdemir'de çok güzel işler yapıyor ancak bu görev işin biraz erken gibi duruyor..


İsim Pesic olunca insanın da gözleri kamaşmıyor değil hani..Eğer Tancevic gibi miladını doldurmamışsa , basketbola saygısı ve sevgisi kalmışsa büyük işler yapar bu takımda. Zaten hali hazırda olan genç oyuncularımızı da iyice pişirip Efes Pilsen paketiyle Türk Basketbolu'na sunar ve bizi başarıya ulaştırır...


Sonuç olarak Pesic; kendisini basketbola adamış bir basketbol adamıdır. Altyapılarla oldukça haşır neşir olmuştur. Efes Pilsen'in bu pazardaki gücünü de arttırabilir. Teodosic , Velickovic , Pekovic gibi oyuncular daha Avrupa pazarına çıkmadan Efes Pilsen'in yolunu tutar. Efes Pilsen'in alt yapısını da daha güçlendirerek ve daha da önemlisi bunlardan da yararlanarak bizleri başarıdan başarıya ulaştırır. Bu arada dünya tatlısı bir de torunu vardır, tahminim odur ki şu arada torunuyla vakit geçiriyor. Kim bilir belki o da ailedeki geleneği sürdürür basketbolcu olur, belki de yolu da Efes Pilsen'e düşer... :)



Read more...

Avrupa Fatihi: Efes Pilsen

7 Ocak 2010 Perşembe

Bunu ben demiyorum. Maçın yayıncı kuruluşu Show Tv maçın reklamını yaparken diyor. "Avrupa Fatihi Efes Pilsen, Yunanlı'lara karşı..." deniyor reklamda.. Son iki sene düşünüldüğünde de insanın " Hadi ordan! "diyesi geliyor.

Euroleague'de kötü giden sezonun ardından ölüm kalım maçına çıkıyoruz.. Gönül isterdi ki; Efes ununu elesin eleğini assın , Olympiakos ile grup birinciliği maçına çıksın. Olmadı,olamadı... İşler yine yolunda gitmedi yine...

Şans dönüp dolaşım yine elimize geldi ve herşey Efes Pilsen'in elinde.. Şartlar ne olursa olsun.. Sakat , eksik , formsuz farketmez Efes Pilsen çıkıp kazanmalıdır!

Biz de Türk Basketbolseverler olarak diğer temsilcilerimizin Avrupa'da ağzının burnunun kırık gittiği bu dönemde umudumuz Efes Pilsen'e destek olmalıyız..

Tekrardan mabetteyiz, Abdi İpekçi'de.. Abdi İpekçi'nin kapısında kuyrukların oluştuğu, içerdeki kadar bir o kadar da insanın dışarda kaldığı, Avrupa Fatihi Efes Pilsen'in rakibi karşısında fırtına gibi estiği bir gün yaşamak dileğiyle...


Read more...