Ya Bu Popovic İyi Oyun Kurucu Galiba ?
12 Mart 2010 Cuma
Sezon ortasında gelmişti takıma Bojan. Ender ve Kerem'in beklentileri karşılayamamasından ve güven vermemesinden dolayı transfer edilmişti. Transferi gerçekleştiğinde takım arkadaşları tarafından biraz da dışlanmıştı, en azından soysal paylaşım sitelerine yansıyanlardı bunlar. O belki de bunların hiç farkında olmadı ama... Olduysa da hiç belli etmedi, oyununa baktı. Az da süre verilse verilen görevi yerine getirmeye çalıştı sürekli. Ne koça ne de takım arkadaşlarından birine çemkirdiğine falan da tanık olmadık.
Biraz gözden uzaktı. Gönülden de ırak oldu hal böyle olunca. Kimi onu 3.sınıf guard ilan etti kimi ise Efes'in yükünü kaldıramaz dedi. Avrupa'nın en üst seviye guardlarından olmasa da iyi bir guard olduğunu dünkü yazıda da dedim. Sezon ortasında ondan daha iyi Avrupalı bir guard bulmak imkansızlıktı bence. Efes'in bu sene başarısızlığında onun yetenekleri ve mücadelesi kayboldu gitti ama.. Hatta birçoğuna göre Santiago'nun ardından gidecek ikinci yabancı olması gerektiği vurgulandı.
Dün dedikoduların hepsine kulak tıkayan ve gücünü maksimum bir şekilde sahaya yansıtan bir oyuncu vardı sahada, Efes Pilsen formalı. Bojan Popovic !
Mücadeleden hiç ama hiç kaçmadı. Aklı başında oyunu ve savunması ile takımı ayakta tutmaya çalıştı. Müthiş saha görüşüyle takım arkadaşlara çok güzel paslar verdi. Bazı asist oldu bazısı da harcandı gitti. Ama özetle; "Yabancılar Türkler kadar mücadele etmez." , "Kerem ve Ender dururken bu takımda işi ne?" , "3.sınıf bir guard" gibi sözlerinin dile getirildiği ortamda o sözlere inat Bojan Popovic dün sahada Efes Pilsen'i en iyi temsil eden oyuncuydu.
Başlığa bakınca başlıktaki bu sözün Nur Germen'in olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. Saygı duyduğum bir Efesli arkadaşımızın sözü. Orjinal içeriği ise şöyle:
"Ya bu Popovic iyi oyun kurucu galiba. Ender'den sonra girince mi iyi gözüküyor yoksa anlamadım ki. Yok göndermesinler bu adamı yaa... "
Dün kenara geldiğinde 10 kişiden sopayla dayak yemiş gibi bir görüntüsü vardı. Zaten yüzünün o görüntüsü herşeyi açıklıyor. Dünkü oyunundan dolayı ve genel olarak mücadelenden ve Efes Pilsen'e uygun duruşundan dolayı sana teşekkür ediyorum Bojan Popovic...
Yazıyı bu video ile bitireyim istedim...
Link
*Teşekkür: Söz için Ercan'a, video için Sertaç'a, fotoğraflar için ise Aykut ve Mali'ye teşekkür ederim.
Biraz gözden uzaktı. Gönülden de ırak oldu hal böyle olunca. Kimi onu 3.sınıf guard ilan etti kimi ise Efes'in yükünü kaldıramaz dedi. Avrupa'nın en üst seviye guardlarından olmasa da iyi bir guard olduğunu dünkü yazıda da dedim. Sezon ortasında ondan daha iyi Avrupalı bir guard bulmak imkansızlıktı bence. Efes'in bu sene başarısızlığında onun yetenekleri ve mücadelesi kayboldu gitti ama.. Hatta birçoğuna göre Santiago'nun ardından gidecek ikinci yabancı olması gerektiği vurgulandı.
Dün dedikoduların hepsine kulak tıkayan ve gücünü maksimum bir şekilde sahaya yansıtan bir oyuncu vardı sahada, Efes Pilsen formalı. Bojan Popovic !
Mücadeleden hiç ama hiç kaçmadı. Aklı başında oyunu ve savunması ile takımı ayakta tutmaya çalıştı. Müthiş saha görüşüyle takım arkadaşlara çok güzel paslar verdi. Bazı asist oldu bazısı da harcandı gitti. Ama özetle; "Yabancılar Türkler kadar mücadele etmez." , "Kerem ve Ender dururken bu takımda işi ne?" , "3.sınıf bir guard" gibi sözlerinin dile getirildiği ortamda o sözlere inat Bojan Popovic dün sahada Efes Pilsen'i en iyi temsil eden oyuncuydu.
Başlığa bakınca başlıktaki bu sözün Nur Germen'in olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. Saygı duyduğum bir Efesli arkadaşımızın sözü. Orjinal içeriği ise şöyle:
"Ya bu Popovic iyi oyun kurucu galiba. Ender'den sonra girince mi iyi gözüküyor yoksa anlamadım ki. Yok göndermesinler bu adamı yaa... "
Dün kenara geldiğinde 10 kişiden sopayla dayak yemiş gibi bir görüntüsü vardı. Zaten yüzünün o görüntüsü herşeyi açıklıyor. Dünkü oyunundan dolayı ve genel olarak mücadelenden ve Efes Pilsen'e uygun duruşundan dolayı sana teşekkür ediyorum Bojan Popovic...
Yazıyı bu video ile bitireyim istedim...
Link
*Teşekkür: Söz için Ercan'a, video için Sertaç'a, fotoğraflar için ise Aykut ve Mali'ye teşekkür ederim.
0 yorum:
Yorum Gönder